Kokuların, düşüncelerimizi ve ruhumuzu etkilediği bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçektir.
Kokular insanları eski bir anıya veya başka bir şehre götürebileceği gibi, iştahlarını veya enerjilerini de arttırabilir.
Kokular ile renklerin çoğu zaman benzer çizgide olmasının sebebi, 5 duyu organımızın hafızamızda depoladığı bilgilerdir. Gül Kokusu çoğu zaman bize pembe veya kırmızı rengi çağrıştırır. Lavanta ise moru. Bunlar beyinde depolanan bilgilerin sentezidir, ruh halimiz de koku ve renkler ile tasvir edilebilir.
Montreal Alışveriş Merkezinde yapılan bir araştırmada alışveriş merkezine verilen koku ile satışlarda %14 satış artışı yakalanmıştır. (Journal of Service Research, vol 8, p 181)
Amerika’da bir süpermarkette fırından yeni çıkmış ekmek kokusu havaya verildiğinde, ekmek bölümündeki satışların üçe katlandığı görülmüştür. (Hirsch, 1995, International Journal of Aromatherapy).
İş paydoslarında ortama lavanta kokusunun verilmesi ile yapılan bir araştırmada , çalışanların çalışma performanslarındaki gerilemenin önlediği ispatlanmıştır. (sakamoto , et al, 2006, cited at http://chemse.oxfordjournals.org
Amerika’da yer alan bir çalışmaya göre casino ortamına verilen koku casinonun karını %48 arttırmıştır. (Hirsch, 1995, Psychology and Marketing)
Japonya’da süren bir araştırmada Alzeimer hastalığının iyileştirilmesi konusunda doğal uçucu yağlar(aromatik kokular) denenmektedir.
Avustralya'da bir üniversitede Alzheimer, Huntington ve Parkinson hastalıkları ile şizofreni ve obsesif-kompulsif bozukluk gibi beyin hastalıklarının teşhisi kokular kullanılarak gerçekleştirilmektedir (Miyazawa, 2006, Inhibition of Acetylcholinesterase Activity by Tea Tree Oil & Constituent Terpenoids)
Duke University Tıp Merkezi'nde doktorlar, menopoz dönemindeki kadınlarda depresyon ve ruhsal çalkantıları hafifletmek için çeşitli esanslar kullanmaktadır. Ruhsal durum veya davranışları etkilemek için esans kullanımı aromaterapi olarak adlandırılır.
Koku duyumuz burun mukozasında bulunan 2 farklı alanda bulunmaktadır. Koku molekülü mukoza tabakasına nüfuz ettiği gibi bir eşleştirme prosesi devreye girer ve sinir hücresi beyne sinyal gönderir. Koku Bilgisi beyindeki koku merkezine ulaştığında, beyin daha önceki deneyimlerle belirlenmiş olan şifreleri çözerek kokunun tanınmasını sağlar.
Beyne ulaşan koku bilgisi, duygusal ve dürtüsel merkezlere de iletilir. Kokunun davranış ve duygular üzerindeki etkileri bu bağlamda açıklanabilir. İnsanların kokuya olan hassasiyeti ve algı seviyesi oldukça yüksektir. İnsan burnu birçok maddeyi, milyonlarca veya trilyonlarca kez seyreltilmiş olsa bile algılama yetisine sahiptir.
Beyin, insan yaşamında önemli kabul ettiği kokuları unutmaz. Özellikle çocukluk ve gençlik döneminde alınan kokular unutulmaz. Kokular anıları canlandırabilir.
Koku duyusunun komponentlerine baktığımız zaman aslında kokunun neden sübjektif olduğunu daha iyi anlayabiliriz. Çünkü burada hafıza devreye girer. Hafıza bizim tüm geçmişimizin, düşüncelerimizin, yaşadıklarımızın, korkularımızın, sevgilerimizin bir bütünüdür. Kokunun eşleştirilme prosesinde tüm sosyal hafızamız taranır, en önemli değişkenler; yaş, cinsiyet, kültürel birikim, dini inançlar ve öğrenilmiş davranışlardır.